Hint Deniz Seferleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun Hint Okyanusu'nda yaptığı seferler dizisidir. Vasco de Gama'nın 1498 yılında Afrika'nın güneyini dolaşarak, Atlas Okyanusundan Hint Okyanusuna geçmesinden sonra, Portekizliler Hint Okyanusunda güçlü bir donanma oluşturmuş, Kızıldeniz ve Basra körfezinin Hint Okyanusuna açılan ağızlarının denetimini ele geçirmiş, o zamana kadar Güney Asya mallarının Avrupa’ya ulaşmasında önemli rolü olan Baharat yolu'nu işlevsiz bırakmışlardı.
1517 yılında I. Selim'in Mısır'ı, 1538 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak'ı ele geçirmesinden sonra, Osmanlı İmparatorluğu Kızıldeniz ve Basra körfezi kıyılarına ulaşmış, fakat deniz hakimiyetini sağlayamamıştı. Bu sebepten, Osmanlı imparatorluğu Portekiz’in Hint Okyanusu'ndaki egemenliğine sınırlamak istiyordu.
Öte yandan Hindistan'ın batısındaki Gucerat Sultanlığı de Osmanlı İmparatorluğu'ndan Portekizlilere karşı yardım talebinde bulunuyordu.
1538 yılından itibaren bir Osmanlı donanması Hint Okyanusuna gönderildi ve okyanusta Osmanlı Portekiz savaşları başladı. Bu seferlerde donanma komutanına Hint kaptanı (veya Mısır kaptanı) deniliyordu. Seferler Hint kaptanının adıyla belirlenen dört ayrı aşamada devam etti. (Kimi tarihçiler bu savaşlardan sonraki Açe seferini de Hint seferinin devamı sayarlar.)
Hint Deniz Seferleri
Hadım Süleyman Paşa ile 1. Sefer
Osmanlı İmparatorluğu Akdeniz'de büyük bir donanmaya sahipse de, bu donanmanın Kızıldeniz'e geçirilmesi mümkün değildi. Bu sebeple Hint kaptanlığına atanan Hadım Süleyman Paşa Süveyş tersanelerinde 76 parça gemi yaptırdı ve Kızıldeniz üzerinden Hindistan'a hareket etti. (Bu gemilerin kerestesi Alanya'dan İskenderiye'ye gönderilmişti.) Süleyman Paşa önce Kızıldeniz güneyinde (bugünkü Yemen'de) bulunan Aden’i ele geçirdi. Daha sonra Arap Yarımadası'nın ve İran'ın güney kıyılarını izleyerek Hindistan’a gitti.
Ne var ki, Osmanlı donanmasını davet eden Gücerat hakimi Bahadır Şah ölmüş, yerine gelenler ise Portekiz ile anlaşmışlardı. Süleyman Paşa Kuzey Batı Hindistan’da Diu kalesini ele geçirmek için bazı girişimlerde bulunduysa da, Portekizlilerin kaleye yardıma gelmeleri üzerine geri döndü.
Süleyman Paşa'nın asıl faaliyetleri Yemen'de oldu. Yemen'in bir bölümünü ele geçirdi. Kendisinin Hint kaptanlığından alınmasından sonra, diğer komutanlar Yemen'in tamamını ele geçirdiler. Hatta, bunlardan Özdemir Paşa sonraki yıllarda Kızıldeniz'de karşı yakaya geçip, Habeşistan kıyılarını ele geçirmeye başladı.
Piri Reis ile 2. Sefer
Süleyman Paşa’dan sonra Portekizlilerin Kızıldeniz'e yeniden hakim olmak için Kızıldeniz kıyılarında bazı baskınlar (Süveyş, Cidde, Aden vb.) yaptılar. Portekiz’e karşı ikinci sefer için Piri Reis görevlendirildi. 1551 yılında o sırada 86 yaşında olan Piri Reis yeni bir donanmayla Kızıldeniz’e açıldı ve Portekiz faaliyetlerine son verdi. Daha sonra Hint Okyanusuna açılan Piri Reis Basra körfezinin ağzındaki 1507 yılından beri Portekiz hakimiyetinde olan, fakat halkı Müslüman olan Hürmüz adasını kuşattı. 1552 yılında adayı yağmalayan Piri Reis daha sonra Basra'ya geldi. Ancak güçlü bir Portekiz donanmasının geldiğini öğrenince, donanmayı Basra’da bırakıp, kendisine ait üç gemi ile geri döndü. Ne var ki, bu durum büyük tepki doğurdu ve görevden alındı. Mısır’a döndükten sonra bir süre sonra 1554 yılında İstanbul’dan gelen emir gereği idam edildi.
Koca Murat Reis ile 3. Sefer
1552 yılında Piri Reis'ten sonra, Hint kaptanlığına atanan Koca Murat Reis'in görevi Basra'da sıkışmış donanmayı Kızıldeniz'e geri getirmekti. Basra'da onardığı 18 kadırga ile denize açılan Murat Reis 25 kadırgadan oluşan bir Portekiz filosu ile karşılaştı ve Portekizlileri gerilemek zorunda bıraktı. Buna rağmen, Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki üstünlüğü devam ediyordu ve Murat Reis donanmayı geri getiremedi. Bu sebepten, kısa süre sonra görevden alındı.
Seydi Ali Reis ile 4. Sefer
1553 yılında Hint kaptanlığına atanan Seydi Ali Reis'in görevi de 15 parçaya inmiş donanmayı Kızıldeniz'e getirmekti. Seydi Ali Reis donanmayı Basra körfezinden çıkarttı ve Arabistan Yarımadası'nın güneyini (bugünkü Umman kıyıları) izleyerek geri dönmeye başladı. Üzerine gönderilen iki Portekiz donanmasından da kurtulmayı başardı. Fakat gemileri Tufan'ı fil denilen o yöreye mahsus şiddetli bir fırtınaya tutuldu. Kalan dokuz gemisiyle doğuya sürüklenen Seydi Ali Reis sonunda Hindistan'a gitmek zorunda kaldı. Elinde sadece altı harap gemi kalan Seydi Ali Reis deniz yoluyla dönemeyeceğini anladığından, kara yoluyla dönmeye karar verdi. 1555 yılında Gücerat başkenti Ahmetabat'ta Ahmet Han ve Delhi'de Baburoğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı ve aldığı yardımla kara yoluyla geri dönmeye başladı. (Adamlarından bir kısmını Hindistan'da bırakmıştı.) Kara yolunda çeşitli maceralar yaşıyan Seydi Ali Reis sonunda 1557 yılında Osmanlı toprağına ayak bastı. Seydi Ali Reis'in bu maceralı yolculuğu padişaha takdim ettiği Mir'at-ül Memalik adlı eserinde özetledi.
Osmanlı İmparatorluğu Hint seferlerinden sonra bir defa daha Hint Okyanusu'yla ilgilendi. Bugünkü Endonezya'da bulunan Açe Sultanı Alaaddin Portekizlilere karşı Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım istemişti. 1565 yılında 20 kadırgadan oluşan yeni bir donanma hazırlandı. Ama daha sonra bu donanma bir Yemen isyanı için kullanıldı ve Açe’ye sadece iki gemi gönderilebilirdi.
1517 yılında I. Selim'in Mısır'ı, 1538 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak'ı ele geçirmesinden sonra, Osmanlı İmparatorluğu Kızıldeniz ve Basra körfezi kıyılarına ulaşmış, fakat deniz hakimiyetini sağlayamamıştı. Bu sebepten, Osmanlı imparatorluğu Portekiz’in Hint Okyanusu'ndaki egemenliğine sınırlamak istiyordu.
Öte yandan Hindistan'ın batısındaki Gucerat Sultanlığı de Osmanlı İmparatorluğu'ndan Portekizlilere karşı yardım talebinde bulunuyordu.
1538 yılından itibaren bir Osmanlı donanması Hint Okyanusuna gönderildi ve okyanusta Osmanlı Portekiz savaşları başladı. Bu seferlerde donanma komutanına Hint kaptanı (veya Mısır kaptanı) deniliyordu. Seferler Hint kaptanının adıyla belirlenen dört ayrı aşamada devam etti. (Kimi tarihçiler bu savaşlardan sonraki Açe seferini de Hint seferinin devamı sayarlar.)
Hint Deniz Seferleri
Hadım Süleyman Paşa ile 1. Sefer
Osmanlı İmparatorluğu Akdeniz'de büyük bir donanmaya sahipse de, bu donanmanın Kızıldeniz'e geçirilmesi mümkün değildi. Bu sebeple Hint kaptanlığına atanan Hadım Süleyman Paşa Süveyş tersanelerinde 76 parça gemi yaptırdı ve Kızıldeniz üzerinden Hindistan'a hareket etti. (Bu gemilerin kerestesi Alanya'dan İskenderiye'ye gönderilmişti.) Süleyman Paşa önce Kızıldeniz güneyinde (bugünkü Yemen'de) bulunan Aden’i ele geçirdi. Daha sonra Arap Yarımadası'nın ve İran'ın güney kıyılarını izleyerek Hindistan’a gitti.
Ne var ki, Osmanlı donanmasını davet eden Gücerat hakimi Bahadır Şah ölmüş, yerine gelenler ise Portekiz ile anlaşmışlardı. Süleyman Paşa Kuzey Batı Hindistan’da Diu kalesini ele geçirmek için bazı girişimlerde bulunduysa da, Portekizlilerin kaleye yardıma gelmeleri üzerine geri döndü.
Süleyman Paşa'nın asıl faaliyetleri Yemen'de oldu. Yemen'in bir bölümünü ele geçirdi. Kendisinin Hint kaptanlığından alınmasından sonra, diğer komutanlar Yemen'in tamamını ele geçirdiler. Hatta, bunlardan Özdemir Paşa sonraki yıllarda Kızıldeniz'de karşı yakaya geçip, Habeşistan kıyılarını ele geçirmeye başladı.
Piri Reis ile 2. Sefer
Süleyman Paşa’dan sonra Portekizlilerin Kızıldeniz'e yeniden hakim olmak için Kızıldeniz kıyılarında bazı baskınlar (Süveyş, Cidde, Aden vb.) yaptılar. Portekiz’e karşı ikinci sefer için Piri Reis görevlendirildi. 1551 yılında o sırada 86 yaşında olan Piri Reis yeni bir donanmayla Kızıldeniz’e açıldı ve Portekiz faaliyetlerine son verdi. Daha sonra Hint Okyanusuna açılan Piri Reis Basra körfezinin ağzındaki 1507 yılından beri Portekiz hakimiyetinde olan, fakat halkı Müslüman olan Hürmüz adasını kuşattı. 1552 yılında adayı yağmalayan Piri Reis daha sonra Basra'ya geldi. Ancak güçlü bir Portekiz donanmasının geldiğini öğrenince, donanmayı Basra’da bırakıp, kendisine ait üç gemi ile geri döndü. Ne var ki, bu durum büyük tepki doğurdu ve görevden alındı. Mısır’a döndükten sonra bir süre sonra 1554 yılında İstanbul’dan gelen emir gereği idam edildi.
Koca Murat Reis ile 3. Sefer
1552 yılında Piri Reis'ten sonra, Hint kaptanlığına atanan Koca Murat Reis'in görevi Basra'da sıkışmış donanmayı Kızıldeniz'e geri getirmekti. Basra'da onardığı 18 kadırga ile denize açılan Murat Reis 25 kadırgadan oluşan bir Portekiz filosu ile karşılaştı ve Portekizlileri gerilemek zorunda bıraktı. Buna rağmen, Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki üstünlüğü devam ediyordu ve Murat Reis donanmayı geri getiremedi. Bu sebepten, kısa süre sonra görevden alındı.
Seydi Ali Reis ile 4. Sefer
1553 yılında Hint kaptanlığına atanan Seydi Ali Reis'in görevi de 15 parçaya inmiş donanmayı Kızıldeniz'e getirmekti. Seydi Ali Reis donanmayı Basra körfezinden çıkarttı ve Arabistan Yarımadası'nın güneyini (bugünkü Umman kıyıları) izleyerek geri dönmeye başladı. Üzerine gönderilen iki Portekiz donanmasından da kurtulmayı başardı. Fakat gemileri Tufan'ı fil denilen o yöreye mahsus şiddetli bir fırtınaya tutuldu. Kalan dokuz gemisiyle doğuya sürüklenen Seydi Ali Reis sonunda Hindistan'a gitmek zorunda kaldı. Elinde sadece altı harap gemi kalan Seydi Ali Reis deniz yoluyla dönemeyeceğini anladığından, kara yoluyla dönmeye karar verdi. 1555 yılında Gücerat başkenti Ahmetabat'ta Ahmet Han ve Delhi'de Baburoğullarından Hümayun Şah'ın huzuruna çıktı ve aldığı yardımla kara yoluyla geri dönmeye başladı. (Adamlarından bir kısmını Hindistan'da bırakmıştı.) Kara yolunda çeşitli maceralar yaşıyan Seydi Ali Reis sonunda 1557 yılında Osmanlı toprağına ayak bastı. Seydi Ali Reis'in bu maceralı yolculuğu padişaha takdim ettiği Mir'at-ül Memalik adlı eserinde özetledi.
Osmanlı İmparatorluğu Hint seferlerinden sonra bir defa daha Hint Okyanusu'yla ilgilendi. Bugünkü Endonezya'da bulunan Açe Sultanı Alaaddin Portekizlilere karşı Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım istemişti. 1565 yılında 20 kadırgadan oluşan yeni bir donanma hazırlandı. Ama daha sonra bu donanma bir Yemen isyanı için kullanıldı ve Açe’ye sadece iki gemi gönderilebilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder